Bir çocuk düşünün; daha 7 yaşında. Bir savaşın orta yerinde, anne-babasından zorla ayrılmış; dış görünüşü yüzünden, farklı algılanıyor, hele içinde bulunduğu toplum, derin ortaçağın karanlık beyinlerine sahip insanlardan oluşuyor. Sırf saç, ten ve göz rengi yüzünden kendisinden şeytan diye korkuluyor. O yaşında, tek başına hayatta kalma mücadelesi verirken, çevrensinde gördüğü vahşeti, bütün saf çocuk bilinciyle aktarıyor. Bir an, vahşetin yalın anlatımı diyorsunuz ama kitabın ilerleyen safhalarında artık olayları onun gözüyle görmeğe ve yaşamaya başlıyorsunuz.
Jerzy Kosinski, yalın anlatım diliyle, bir çocuğun gözünde, ikinci dünya savaşına pencere açıyor. O zamanın kıyı toplum yapısını, köy halklarının bağnaz tabularını ortaya sererken, aykırı olmanın insanı nerelere sürükleyebileceğini anlatıyor. En önemlisi; "İNSANIN HAYATTA KALMA İÇGÜDÜSÜ, ONU HER ŞEYİ YAPMAYA MUKTEDİR KILAR!" düşüncesini çok güzel ortaya seriyor.
Kitabı okumaya başladığınız anda, kitap sizi birden saracak ve olayların tam ortasına sürükleyecektir. 160 sayfalık bu kitabı, bir solukta okuyup bitireceksiniz ama sorgulamasını uzun süre beyninizde yapacaksınız. Kosinski anlatımı, kendi çocukluğunda yaşadıklarının yansımalarıyla, müthiş bir anlatımla sizin avuçlarınıza bu kitapla geliyor. Yaşamın en aykırı yanlarına göz atmak istiyorsanız mutlaka okumalısınız...
0 yorum:
Yorum Gönder