Yayınlar hakkında görüş ve düşüncelerinizi yorum olarak yazabilir, bloğumu takibe alabilir, mail listemize kaydolabilirsiniz. Beğendiğiniz yazıları sosyal sitelerde paylaşarak dostlarınızı haberdar edebilirsiniz. Geldiğiniz için teşekkürler.
Tiyatromuzun ve sinemamızın usta oyuncu ve seslendirme sanatçısı Rüştü Asyalı, can verdiği, ses olduğu güzel sinema karakterlerinin yanı sıra; güzel sesi ve yorumuyla bir çok güzel şiire nefes olmuştur. Onun kulağı okşayan sesinden, bu güzel şiirleri dinlemek insana ayrı bir keyif veriyor. İşte, Rüştü Asyalı ses imzasını taşıyan bir kaç şiir.
1. Aysel Git Başımdan
aysel git başımdan
aysel git başımdan ben sana göre değilim
ölümüm birden olacak seziyorum.
hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim
aysel git başımdan istemiyorum.
benim yağmurumda gezinemezsin üşürsün
dağıtır gecelerim sarışınlığını
uykularımı uyusan nasıl korkarsın,
hiçbir dakikamı yaşayamazsın.
aysel git başımdan ben sana göre değilim.
benim icin kirletme aydınlığını,
hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim
islığımı denesen hemen düşürürsün,
gözlerim hızlandırır tenhalığını
yanlış şehirlere götürür trenlerim.
ya ölmek ustalığını kazanırsın,
ya korku biriktirmek yetisini.
acılarım iyice bol gelir sana,
sevincim bir türlü tutmaz sevincini.
aysel git başımdan ben sana göre değilim.
ümitsizliğimi olsun anlasana
hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim.
sevindiğim anda sen üzülürsün.
sonbahar uğultusu duymamışsın ki
içinden bir gemi kalkıp gitmemiş,
uzak yalnızlık limanlarına.
aykırı bir yolcuyum dünya geniş,
büyük bir kulak çınlıyor içimdeki.
çetrefil yolculuğum kesinleşmiş.
sakın başka bir şey getirme aklına.
aysel git başımdan ben sana göre değilim,
ölümüm birden olacak seziyorum,
hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim.
aysel git başımdan seni seviyorum…
2. Sonrası Kalır
on kalır benden geriye, dokuzdan önceki on
dokuz değil on kalır
on çiçek, on güneş, on haziran
on eylül, on haziran
on adam kalır benden, onu da
bal gibi parlayan, kekik gibi bunalan
on adam kalır.
ne kalır ne kalır
tuz gibi susayan, nane gibi yayılan
dokuzu unutulmuş on yüz mü kalır
onu da unutulmuş bir şiir belki kalır
on çizik, on çentik, on dudak izi
bir cay bardağinda on dudak izi
aşklardan sevgilerden
suya yeni indirilmiş bir kayık gibi
akıp geçmişsem, gidip gelmişsem
bir de bu kalır.
ne kalır benden geriye, benden sonrası kalır
asıl bu kalır.
on yerde adım geçse geçmese
dağlardan tepelerden inen bir düzlüktüm, anlaşılır.
aksam olur bir günden dibe çökerim
su içer dibe çökerim
iyimser bir duvarcıyım her gün bir tuğla düşürürüm elimden
bu yüzden gecikirim
size bu sıkıntı kalır.
ne kalır
kahvelerde kalın kalın kayısı vakti
dişleri kesmeyenin en az kayısı vakti
dişleri hiç kesmeyenden
gün geçer kendi kalır
kahvelerde kayısı.
gezginim, açık denizlerden yanayım
biraz da akdenizliyim, bu işte böyle kalır
akdenizli herkes konuşur duyarlığını
başka ne kalır
biz ki bir konuşuruz geriye on şey kalır.
benim göğüm gövdemin böyle yuvarlak vakti
kolları açılmıs kalır.
ben buyum, dersin, arkadaş
sevgilim ben buyum
yüregim vurgun, dişlerim altın
ceketim sol omuzumda
vakit vakit incelen vakit.
3. Ben Sana Mecburum
Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.
Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
Bu şehir o eski İstanbul mudur
Karanlıkta bulutlar parçalanıyor
Sokak lambaları birden yanıyor
Kaldırımlarda yağmur kokusu
Ben sana mecburum sen yoksun.
Sevmek kimi zaman rezilce korkuludur
İnsan bir akşam üstü ansızın yorulur
Tutsak ustura ağzında yaşamaktan
Kimi zaman ellerini kırar tutkusu
Bir kaç hayat çıkarır yaşamasından
Hangi kapıyı çalsa kimi zaman
Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu
Fatih’te yoksul bir gramofon çalıyor
Eski zamanlardan bir cuma çalıyor
Durup köşe başında deliksiz dinlesem
Sana kullanılmamış bir gök getirsem
Haftalar ellerimde ufalanıyor
Ne yapsam ne tutsam nereye gitsem
Ben sana mecburum sen yoksun.
Belki haziran da mavi benekli çocuksun
Ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor
Bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden
Belki Yeşilköy’de uçağa biniyorsun
Bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor
Belki körsün kırılmışsın telaş içindesin
Kötü rüzgar saçlarını götürüyor
Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Bu kurtlar sofrasında belki zor
Ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden
Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Sus deyip adınla başlıyorum
İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerin
Hayır başka türlü olmayacak
Ben sana mecburum bilemezsin.
4. Dünyanın En Tuhaf Mahluku
Akrep gibisin kardeşim,
korkak bir karanlık içindesin akrep gibi.
Serçe gibisin kardeşim,
serçenin telaşı içindesin.
Midye gibisin kardeşim,
midye gibi kapalı, rahat.
Ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim.
Bir değil,
beş değil,
yüz milyonlarlasın maalesef.
Koyun gibisin kardeşim,
gocuklu celep kaldırınca sopasını
sürüye katılıverirsin hemen
ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye.
Dünyanın en tuhaf mahlukusun yani,
hani şu derya içre olup
deryayı bilmiyen balıktan da tuhaf.
Ve bu dünyada, bu zulüm
senin sayende.
Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer
ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak
kabahat senin,
— demeğe de dilim varmıyor ama —
kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!
5. Yaşamaya Dair
1
Yaşamak şakaya gelmez,
büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
bir sincap gibi mesela,
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
yani bütün işin gücün yaşamak olacak.
Yaşamayı ciddiye alacaksın,
yani o derecede, öylesine ki,
mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,
yahut kocaman gözlüklerin,
beyaz gömleğinle bir laboratuvarda
insanlar için ölebileceksin,
hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
hem de en güzel en gerçek şeyin
yaşamak olduğunu bildiğin halde.
Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
yaşamak yanı ağır bastığından.
1947
2
Diyelim ki, ağır ameliyatlık hastayız,
yani, beyaz masadan,
bir daha kalkmamak ihtimali de var.
Duymamak mümkün değilse de biraz erken gitmenin kederini
biz yine de güleceğiz anlatılan Bektaşi fıkrasına,
hava yağmurlu mu, diye bakacağız pencereden,
yahut da sabırsızlıkla bekleyeceğiz
en son ajans haberlerini.
Diyelim ki, dövüşülmeye deşer bir şeyler için,
diyelim ki, cephedeyiz.
Daha orda ilk hücumda, daha o gün
yüzükoyun kapaklanıp ölmek de mümkün.
Tuhaf bir hınçla bileceğiz bunu,
fakat yine de çıldırasıya merak edeceğiz
belki yıllarca sürecek olan savaşın sonunu.
Diyelim ki hapisteyiz,
yaşımız da elliye yakın,
daha da on sekiz sene olsun açılmasına demir kapının.
Yine de dışarıyla birlikte yaşayacağız,
insanları, hayvanları, kavgası ve rüzgarıyla
yani, duvarın ardındaki dışarıyla.
Yani, nasıl ve nerede olursak olalım
hiç ölünmeyecekmiş gibi yaşanacak…
1948
3
Bu dünya soğuyacak,
yıldızların arasında bir yıldız,
hem de en ufacıklarından,
mavi kadifede bir yaldız zerresi yani,
yani bu koskocaman dünyamız.
Bu dünya soğuyacak günün birinde,
hatta bir buz yığını
yahut ölü bir bulut gibi de değil,
boş bir ceviz gibi yuvarlanacak
zifiri karanlıkta uçsuz bucaksız.
Şimdiden çekilecek acısı bunun,
duyulacak mahzunluğu şimdiden.
Böylesine sevilecek bu dünya
“Yaşadım” diyebilmen için…
6. Üstüme Varma İstanbul
Sana geldim, içim ümitlerle dolu
Beni sarhoş etme İstanbul, ne olur
Bir gün ben de eririrm caddelerinde
Çürür kemiklerim adım unutulur
Yine sen kalırsın dipdiri, sımsıcak
Göğün bulutların, denizlerin kalır
Oynama İstanbul, benimle oynama
Bir gün öldürür beni bu dert, bu kahır
Ezilmiş ellerimin arasında başım
Bu yeryüzünde başka çarem kalmamış
İşte gelip kapılarına dayanmışım
Karşında yıkılmış bir duvar gibiyim
Beni sarhoş etme, başım dönüyor
Üstüme varma İstanbul, kederliyim.
7. Hüthüt
Sanki düğün olmuştur
Sevmiş, sevilmiş, yenmiş, yenilmiş
Çekmiş, çektirmiş
Oyun hüzün olmuştur.
Düştür doğaldır içlenme
Bezginlik göllerinde bir gece
Karanlıkta senin de
Yüzdüğün olmuştur.
Ay peşinde
Bitkin akşamlar nikotin
Düşer bir gün giyotin
Aksadeler giydiğin olmuştur.
Süleyman ve Saba, hüthüt ve Belkıs
Söylerdi sorsaydık, geç git, bunlar…
Necatigül yok şimdi
Belki bir gün olmuştur.
8. İçerde
Haberin var mı taş duvar?
Demir kapı, kör pencere,
Yastığım, ranzam, zincirim,
Uğruna ölümlere gidip geldiğim,
Zulamdaki mahzun resim,
Haberin var mi?
Görüşmecim, yeşil soğan göndermiş,
Karanfil kokuyor cıgaram
Dağlarına bahar gelmiş memleketimin…
9. Havada Kar Kokusu
Terziler ufacık iğneleriyle
“Bir yılbaşı gecesi dayanır”
Şekerden ve buzdan kuklalar dikiyorlar
“Takma kirpikli dünya”
Denizlerden içerde
Ortalarda doğularda
Açlık kol geziyor
Varıp ocaklarda duruyor
Alime’nin oğlu eriyor
Hem vallaha hem billaha
Gözlerimin gözlerimin önünde
Gerze’ den Cici Berber
Kepengini indirmeden yürüyor
Çıldırmış ufalmış bir çocuk kadar kalmış
Gazeteler keskin kalemleri ve flaşlarıyla
Uzağı uzağı gösteriyorlar
Etyopya Bengaldeş, Bengaldeş Etyopya
Havada kar kokusu
Bu yıl yaman kışlayacak
Söyledi cevizler alıçlar
Kuşları görmeliydik
Hiç olmazsa kuşları
Aklımızda kanatları sesleri
Olmadık yerde patlayan
Küçük kahkahalar biçiminde
Göremedik
Kuşlar büyük kentlerin göğünden
Artık hiç geçmiyor
Havada kar kokusu
Engizek’ten Elbistan’ın oralardan
Gavur dağlarından düzlere inenler
Kıl çadırlarını, toprak kaplarını
Derleyip dürdüler çoktan
Sımsıkı kapanmış avcunu açıp
Kağıt para bozuk para
Yazı sayacaklar
Ne denli sündürse ne denli uzatsa
Bir yaz bir kış etmiyor
Şaşkın bebelere bakıyor
Hayvanlara bakıyor
Geçmişim diyor ben benden
Buralarda
Sus sus sus sus sus
Dan başka bir ses duyulmuyor
Yazanlar ozanlar kardaşlar
Niye, biz ölmüş müyük
10. Davet
Dörtnala gelip Uzak Asya’dan
Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan
bu memleket, bizim.
Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak
ve ipek bir halıya benziyen toprak,
bu cehennem, bu cennet bizim.
Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın,
yok edin insanın insana kulluğunu,
bu dâvet bizim….
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi kardeşçesine,
bu hasret bizim…
11. Bir tanem
Bir tanem
elbette saçlarınız kırmızıdır,
gözleriniz
bazan yeşil
bazan bal rengi
Bunu görebildiniz demek!
Bunu herkes görebildi.
Fakat onların böyle olduğunu
ilk önce ben gördüm,
çünkü ben yazdım ilk önce
Ve bu dünyada
benden evvel söylenmemiş sözün
bundan ibarettir
BONUS – 1 / İstemem Eksik Olsun
Umarım keyifle dinlemişsinizdir.
Yayınlar hakkında görüş ve düşüncelerinizi yorum olarak yazabilir, bloğumu takibe alabilir, mail listemize kaydolabilirsiniz. Beğendiğiniz yazıları sosyal sitelerde paylaşarak dostlarınızı haberdar edebilirsiniz. Geldiğiniz için teşekkürler.
(Yaklaşık son on yıldır internette, sosyal medyada dolaşan “Can Yücel” imzalı ancak Can Yücel’in ne üslubunu ne ince alayını barındırmayan sahte metinler aşağıda sıralanmıştır.)
1.Bağlanmayacaksın
2.Kadın Dediğin
3.Erkek Dediğin
4.Seninle Olmanın En Güzel Yanı
5.Anladım
6.Herşey Sende Gizli
7.Eğer
8.Herkes Gitmek İstiyor
9.Sevdiğin Kadar Sevilirsin
10.Sağlık Olsun
11.Tam zamanında Yaşamak (Yaşamak Zamanı)
12.Tersten Yaşamak
13.Biraz Değiştim
14.Bir gün Anlarsın
15.Gitmek
16.Seninle Yaşlanmak İstiyorum
17.Asla Keşkelerim Olmadı
18.Özledim Seni
19.Bilmelisin ki
20.Aşk
21.Boşver ve Yaşı Başı
22.Olmuyorsa Zorlamayacaksın
23.Ben Benden Olgun İnsan İsterim Karşımda
24.Öyle Sabah Uyanır Uyanmaz Fırlama Yataktan
25.Farkında Olmalı İnsan
26.Bir Eşi Olmalı İnsanın
27.Unutma
28.Sevgi Emekmiş
29.Özleme Dair (Kim Özlerdi?)
30. Ömür Dediğin Bir Gündür O da Bugündür
31.Aşk Ayakkabı Gibidir
32.Rakı İçen Kadınlar
33.Ateş ve Su
34.Ülke Bölünsün İstiyorum
35.Kadınım Ben
36.Senin İçin Yasak Dediler
37.Bayram Şiiri
38.Dostlar Irmak Gibidir
39.Öye Bir Hayat Yaşadım ki
40.Bir Yolun varsa Gidilecek
41.Ömür Dediğiniz Nedir Ki
42.Fakirin Gayrimeşru Çocuğu
43.Ey Yüreğim
(yukardaki liste semih çelenk tarafından yapılmıştır.)
Yayınlar hakkında görüş ve düşüncelerinizi yorum olarak yazabilir, bloğumu takibe alabilir, mail listemize kaydolabilirsiniz. Beğendiğiniz yazıları sosyal sitelerde paylaşarak dostlarınızı haberdar edebilirsiniz. Geldiğiniz için teşekkürler.
Yayınlar hakkında görüş ve düşüncelerinizi yorum olarak yazabilir, bloğumu takibe alabilir, mail listemize kaydolabilirsiniz. Beğendiğiniz yazıları sosyal sitelerde paylaşarak dostlarınızı haberdar edebilirsiniz. Geldiğiniz için teşekkürler.
Uzunca bir süredir ara verdiğim, canlı şiir sunumları ve katılımlı şiir okuma etkinliklerimize, yeniden başlıyoruz.
2 Temmuz 2017 tarihinde, saat 15.00 ile 17.00 arası gerçekleşecek olan etkinliğimizde, tanınmış şairlerimizden seçtiğim şiirleri sunarken, katılımcılarımızın kendi seslerinden okuyacakları şiirlerle, etkinliğimiz renklenecek.
Şiire gönül vermiş, sevgili şiir sever dostlar; sizleri de aramızda görmekten gurur ve mutluluk duyarız. İster dinlemek için, ister kendi şiirlerinizi katılımcılara sunmak, isterseniz de beğendiğiniz şiiri yorumlamak için aramızda olmanızı temenni ediyorum. Şiir, katılımla çoğalır.
üvercin Ka bahçe Halitağa Cad. Yeniyol Sok.No 7/2 Kadıköy, 34714 İstanbul adresinde gerçekleştireceğimiz etkinliğimizde tüm gönül dostlarının yeri ayrılmıştır
Kırmızı papatyalar içinde bir kadın, gözleri kocaman ve ufacık yüreğime sığmaya çalışıyor. Şiirler okuyorum ona, o sonatlarla cevap veriyor. Kelimelerin bulanıklığında, pamuk şekerinden yapılma dudakları değiyor parmaklarıma. Bir ten yangını başlıyor, kavlıyor her yanı tenimin damla damla. Sonsuz bir iç çekiş, adının baş harfi.
Sokul koynuma cenneti içen kadın
bilmediğim sarhoşluğum
kaç kez kesildi kollarım
bilinmez kere yattım intihar düşlerine
anamın öğretmediği şeydin sen
meme uçlarında yaşam gibi ölüm
Kör tapınakların sunaklarında
tanrıyı ararken kokunda yittim
bir yılan oldum deliğine süzülen
ağzının orta yerinde figanlar
ellerinde titreme nöbetleri
kasıklarında sarhoşluğumun suyuyla
kendi karanlığımda kendimi içtim
bir tabloda görmüştüm, tatlı vahşeti
kadının kalbindeydi adamın dili
korkmadan seni düşündüm
bir duble rakıyla kan revan
aşk denilen habbenin beyhudeliği
insan iki parça yaradılırmış
aslında iki beden hepten tekmiş
her şeyin bir karşıtı olduğu gibi
aranırmış insan gelişinden gidişine
rastlamak için öbür biçimine
Kör gözlerimde gördüm beni sende
soyun cehennemini anadan üryan
tenim ruhum canım seni özler
kasıklarımın ateşi kasıklarında sönsün
ve sonsuzluğu doğuralım birlikte
bir şiir olsun dudaklarda yaralar
her sözde bir can alalım
her sözde bir can yaratalım. #şiiradamı
Yayınlar hakkında görüş ve düşüncelerinizi yorum olarak yazabilir, bloğumu takibe alabilir, mail listemize kaydolabilirsiniz. Beğendiğiniz yazıları sosyal sitelerde paylaşarak dostlarınızı haberdar edebilirsiniz. Geldiğiniz için teşekkürler.
çocukça düşlerim vardı ama hepsi düşüyordu dibi delinmiş cepli pantolonumdan. uçurtmalar asıyordum gökyüzüne yıldızlar yerine en kocamanında gülücük oluyordu annem. öylesine güzel ve mutluydum ki uyursam büyü bozulacak sanırdım. Onların altında çevirirdim çemberimi ne güzel günlerdi onlar ne hasretle ne hasletle hatırlarım çocuksuluğumu düşen düşlerimi toplarken yerden hala yıldız gibi uçurtmalarıma bakarım saf çıkarsız gülümsemelerimle çemberimi çeviririm aldırmadan ayağıma takılan taşlara hala çocuksun diyenlere inat içimde kocaman sevgiyle yaşayan bir çocuğum ben...#şiiradamı
Yayınlar hakkında görüş ve düşüncelerinizi yorum olarak yazabilir, bloğumu takibe alabilir, mail listemize kaydolabilirsiniz. Beğendiğiniz yazıları sosyal sitelerde paylaşarak dostlarınızı haberdar edebilirsiniz. Geldiğiniz için teşekkürler.
Her şey bir yanılsamaydı oysa otobüsün camındaki buğu ve bir yere varmayan yolculuk bir av partisinin misafirleriydik kendi seçtiğimiz avcılar sayesinde
Yayınlar hakkında görüş ve düşüncelerinizi yorum olarak yazabilir, bloğumu takibe alabilir, mail listemize kaydolabilirsiniz. Beğendiğiniz yazıları sosyal sitelerde paylaşarak dostlarınızı haberdar edebilirsiniz. Geldiğiniz için teşekkürler.
Aşk bir seferdir. Bu sefere çıkan her yolcu, istese de istemese de tepeden tırnağa değişir. Bu yollara dalıp da değişmeyen yoktur. #şiiradamı
Yayınlar hakkında görüş ve düşüncelerinizi yorum olarak yazabilir, bloğumu takibe alabilir, mail listemize kaydolabilirsiniz. Beğendiğiniz yazıları sosyal sitelerde paylaşarak dostlarınızı haberdar edebilirsiniz. Geldiğiniz için teşekkürler.
Yarını olmayan mektupta meczup bir hasret sözcüğüyüm Kentinden, kendinden sürgün yemiş insanlık suçlusu. Öfkesini suskusunda bileyen, kör bir çelebi gibi Diyarların nefesinde ruhunu serinleten insan suçlusu...şiiradamı
Yayınlar hakkında görüş ve düşüncelerinizi yorum olarak yazabilir, bloğumu takibe alabilir, mail listemize kaydolabilirsiniz. Beğendiğiniz yazıları sosyal sitelerde paylaşarak dostlarınızı haberdar edebilirsiniz. Geldiğiniz için teşekkürler.
Geceyi örtüyorum saçlarımın üzerine Yıldızları bir bir söndürüyorum parmak uçlarımla Ardından bir şey saplanıyor hayatın alnına Nefes alamıyorum , Hava, ciğerlerime küsmüş Senin tenine değmişti ya bir zamanlar... Nefes alırken iç savaş veriyorum Kalbim sen yanlısı Bense cesur bir direnişçiyim aslında! #şiiradamı
Yayınlar hakkında görüş ve düşüncelerinizi yorum olarak yazabilir, bloğumu takibe alabilir, mail listemize kaydolabilirsiniz. Beğendiğiniz yazıları sosyal sitelerde paylaşarak dostlarınızı haberdar edebilirsiniz. Geldiğiniz için teşekkürler.
Sana sitemdi sanki yaşanmışlıklarım ama sen ora'lı değildin. Kentin çöllerinde yalın ayak gezen pejmurde Dilinde salyalanan adınla Bir dini hatim ediyordu. Kendinden geçiyordu. Rida'sıydı başka bir kentte "seni" bulma özlemi...şiiradamı
Yayınlar hakkında görüş ve düşüncelerinizi yorum olarak yazabilir, bloğumu takibe alabilir, mail listemize kaydolabilirsiniz. Beğendiğiniz yazıları sosyal sitelerde paylaşarak dostlarınızı haberdar edebilirsiniz. Geldiğiniz için teşekkürler.
Sevgiliye yazan kalemleri idam ediyorum Çöl ortasında terkettiğim duygularım var. Hangi harama el sürsem, helalimdir Din çıkmazına bıraktığım tabularım var. * Yırtık geçmişimden arta kalanlarla yetiniyorum Bekle geleceğim, cengaver gibi geliyorum...şiiradamı
Yayınlar hakkında görüş ve düşüncelerinizi yorum olarak yazabilir, bloğumu takibe alabilir, mail listemize kaydolabilirsiniz. Beğendiğiniz yazıları sosyal sitelerde paylaşarak dostlarınızı haberdar edebilirsiniz. Geldiğiniz için teşekkürler.
Hürriyet pahasınaydı Sana bağlılığım Gökyüzünü sürdüm bakışlarına Maviliğin boyasın diye aşkımızı Sen mavileri sildin Bilinmezliklerle Ne Dağlarımın esintisi gibi oldun Ne güneşimin yakıcılığı Sen sadece kara kış olmayı seçtin Yakan ayazlarınla Şimdi kendi ayazında boğulan Bir bulutsun...şiiradamı
Yayınlar hakkında görüş ve düşüncelerinizi yorum olarak yazabilir, bloğumu takibe alabilir, mail listemize kaydolabilirsiniz. Beğendiğiniz yazıları sosyal sitelerde paylaşarak dostlarınızı haberdar edebilirsiniz. Geldiğiniz için teşekkürler.
Soyun keramet, gir koynuma Sözden ileri, iler tutar sen kaldın. Sırrıma sadık, sırım gibi dimdik Ne bendesin, ne benden ötede Hırs bürümüş gözlerden ırak Küf tutmuş gönüllerden ar'sın. Gel keramet benide herkes bir halt sansın...şiiradamı
Yayınlar hakkında görüş ve düşüncelerinizi yorum olarak yazabilir, bloğumu takibe alabilir, mail listemize kaydolabilirsiniz. Beğendiğiniz yazıları sosyal sitelerde paylaşarak dostlarınızı haberdar edebilirsiniz. Geldiğiniz için teşekkürler.
Yayınlar hakkında görüş ve düşüncelerinizi yorum olarak yazabilir, bloğumu takibe alabilir, mail listemize kaydolabilirsiniz. Beğendiğiniz yazıları sosyal sitelerde paylaşarak dostlarınızı haberdar edebilirsiniz. Geldiğiniz için teşekkürler.
Korkutur bazan hayat, sığınırsın bilmediğin bir limana, hiç ummadığın şefkatli bir eldir gözyaşlarına mendil uzatan. Ürkütür insanlar, sıcak bir omuz ararsın, ürkmüş ruhunu huzurla dolduracak. Hayatın bir dönemecinde gözleriniz buluşur ve hissedersin sevgisinin sana aktığını. Bazan bir avuç ararsın, güvenle yüreğine sahip çıkacak. İki satır arası, bir yaşanmışlığın gölgesinde...şiiradamı
Yayınlar hakkında görüş ve düşüncelerinizi yorum olarak yazabilir, bloğumu takibe alabilir, mail listemize kaydolabilirsiniz. Beğendiğiniz yazıları sosyal sitelerde paylaşarak dostlarınızı haberdar edebilirsiniz. Geldiğiniz için teşekkürler.
Bir kadın vardı, kör kütük aşık olduğum, uzanıp tutamadığım,
düşlerimde sakladığım, yasaklarının arkasında doyumsuz sevdamdı.
Şiiradamı
Yayınlar hakkında görüş ve düşüncelerinizi yorum olarak yazabilir, bloğumu takibe alabilir, mail listemize kaydolabilirsiniz. Beğendiğiniz yazıları sosyal sitelerde paylaşarak dostlarınızı haberdar edebilirsiniz. Geldiğiniz için teşekkürler.
Bazen sessizce gitmek en iyisidir.
Gözyaşlarının gölgesi düşmeden hüznün üzerine.
Bazen kimsesizce gitmek en iyisidir,
Kimilerinin figanlarında boğulmaktansa...
Giden suçlanır hep, giden midir terk eden, kalan mı? Ya giderken gidenin döktüğü gözyaşları, imkansızlıklarını düşünmek ve o düşüncelerde boğulmak, ya yürek yangını, ya sabaha kavuşamayan geceler, canını alırcasına gırtlağına çöken karanlık, ya kendi kendine yabancılaşman. Cevabını arayan soruların tek muhatabı olmak. en ağırı nedir bilir misiniz, insanın kendine bile haber vermeden kendinden firarıdır... #şiiradamı
Yayınlar hakkında görüş ve düşüncelerinizi yorum olarak yazabilir, bloğumu takibe alabilir, mail listemize kaydolabilirsiniz. Beğendiğiniz yazıları sosyal sitelerde paylaşarak dostlarınızı haberdar edebilirsiniz. Geldiğiniz için teşekkürler.
birini severim, İstanbul üşür taş plakta İstanbul şarkıları tırmalıyor içimizi bu hiçlik üzüntümüz boğaza çöküyor bilmediğimiz diyarın türküleri çörekleniyor dilimize ölçekli sevmeğe yelteniyoruz her durakta tatlı naiflik beden işçiliği kalem işçiliğine karışıyor feodal bir ekmek buluyoruz yüzlerimiz yabancılaşıyor ellerin, ellerin nerede? Hergün biraz daha pahalılaşıyor rıhtımlarda sevdalı bakışmalar bir devrimin haritası çiziliyor yüzün eşkiyalığımın coğrafyası nefesinde ısıt beni aşk mermilerim su aldı sirenler düştü peşime sinende saklansam biraz vur başımı canım yanmaz bültenlerde geçmesin adım ki işkenceli saatlere ram olmayayım Birini severim, İstanbul düşer plaklar kırılır, sevdalar tarumar... #şiiradamı
Yayınlar hakkında görüş ve düşüncelerinizi yorum olarak yazabilir, bloğumu takibe alabilir, mail listemize kaydolabilirsiniz. Beğendiğiniz yazıları sosyal sitelerde paylaşarak dostlarınızı haberdar edebilirsiniz. Geldiğiniz için teşekkürler.
Yayınlarımızdan mail yoluyla haberdar olmak isterseniz aşağıdaki kutuya mail adresinizi yazıp Submit tuşuna tıklayın
Abone Olun
mail doğrulama gerektirmektedir. Kaydol tuşuna tıkladıktan sonra mailinize onay maili gelecektir, mail içindeki doğrulama linkine tıklamanız yeterli olacaktır.
Follow Us
Yayınlarımızdan mail yoluyla haberdar olmak isterseniz aşağıdaki kutuya mail adresinizi yazıp Submit tuşuna tıklayın