şiir etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

çağa bakış


sırma saçlı yalnızlıklarımız var
salgın gibi yayıldı kimsesizlik
alabildiğine bencillik
kime sorsan ben bilirim mezunu
diplomasız hipokratlar türedi
had bilmezlik geçer akçe
kuş kanatları hep mi yalandı
kusursuz romantizmler ertesi tecavüzler
kışkırtılmış hayvanlar gibi saldırdılar
ortalık kırık kalp parçalarından geçilmiyor
300 bin yıl öncesine döndük nedense
bir de zaman makinesi yok derler
sokaklarda süpürülen insancıklar
salyalar bulaşıyor lüks mekanlara
gökkuşağını kim boyamıştı?
küfürlü liderler yetişiyor petri kaplarında
tanrı bile lanet okuyor ektiği genlere
kimin diline baksam yalan nüksetmiş
bilmediğinin alimi olan sakallılarda
sus pus karabataklar boğaziçinde
kanatlarını yolacak yobaz biliyorlar
denizin kokusu bile bozuldu artık
ufkun başka anlamlarıda mı vardı?
kaç tren katarı geçer gönlümden bir bilsen
duman salan lomotifin peşinde vagonlar
vagonlara tıkılmış vahşi hayvanlar
bir tadı kalmadı bu yolculukların
zaman kendini yeme telaşında
mağaralara resim yapmayı öğrenmeli
dilimizin şanı şiirimizi kim sakladı? #şiiradamı


Yayınlar hakkında görüş ve düşüncelerinizi yorum olarak yazabilir, bloğumu takibe alabilir, mail listemize kaydolabilirsiniz. Beğendiğiniz yazıları sosyal sitelerde paylaşarak dostlarınızı haberdar edebilirsiniz. Geldiğiniz için teşekkürler.




Rüştü Asyalı sesinden şiirler

Tiyatromuzun ve sinemamızın usta oyuncu ve seslendirme sanatçısı Rüştü Asyalı, can verdiği, ses olduğu güzel sinema karakterlerinin yanı sıra; güzel sesi ve yorumuyla bir çok güzel şiire nefes olmuştur. Onun kulağı okşayan sesinden, bu güzel şiirleri dinlemek insana ayrı bir keyif veriyor. İşte, Rüştü Asyalı ses imzasını taşıyan bir kaç şiir.

1. Aysel Git Başımdan




aysel git başımdan
aysel git başımdan ben sana göre değilim
ölümüm birden olacak seziyorum.
hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim
aysel git başımdan istemiyorum.
benim yağmurumda gezinemezsin üşürsün
dağıtır gecelerim sarışınlığını
uykularımı uyusan nasıl korkarsın,
hiçbir dakikamı yaşayamazsın.
aysel git başımdan ben sana göre değilim.
benim icin kirletme aydınlığını,
hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim
islığımı denesen hemen düşürürsün,
gözlerim hızlandırır tenhalığını
yanlış şehirlere götürür trenlerim.
ya ölmek ustalığını kazanırsın,
ya korku biriktirmek yetisini.
acılarım iyice bol gelir sana,
sevincim bir türlü tutmaz sevincini.
aysel git başımdan ben sana göre değilim.
ümitsizliğimi olsun anlasana
hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim.
sevindiğim anda sen üzülürsün.
sonbahar uğultusu duymamışsın ki
içinden bir gemi kalkıp gitmemiş,
uzak yalnızlık limanlarına.
aykırı bir yolcuyum dünya geniş,
büyük bir kulak çınlıyor içimdeki.
çetrefil yolculuğum kesinleşmiş.
sakın başka bir şey getirme aklına.
aysel git başımdan ben sana göre değilim,
ölümüm birden olacak seziyorum,
hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim.
aysel git başımdan seni seviyorum…

2. Sonrası Kalır




on kalır benden geriye, dokuzdan önceki on
dokuz değil on kalır
on çiçek, on güneş, on haziran
on eylül, on haziran
on adam kalır benden, onu da
bal gibi parlayan, kekik gibi bunalan
on adam kalır.
ne kalır ne kalır
tuz gibi susayan, nane gibi yayılan
dokuzu unutulmuş on yüz mü kalır
onu da unutulmuş bir şiir belki kalır
on çizik, on çentik, on dudak izi
bir cay bardağinda on dudak izi
aşklardan sevgilerden
suya yeni indirilmiş bir kayık gibi
akıp geçmişsem, gidip gelmişsem
bir de bu kalır.
ne kalır benden geriye, benden sonrası kalır
asıl bu kalır.
on yerde adım geçse geçmese
dağlardan tepelerden inen bir düzlüktüm, anlaşılır.
aksam olur bir günden dibe çökerim
su içer dibe çökerim
iyimser bir duvarcıyım her gün bir tuğla düşürürüm elimden
bu yüzden gecikirim
size bu sıkıntı kalır.
ne kalır
kahvelerde kalın kalın kayısı vakti
dişleri kesmeyenin en az kayısı vakti
dişleri hiç kesmeyenden
gün geçer kendi kalır
kahvelerde kayısı.
gezginim, açık denizlerden yanayım
biraz da akdenizliyim, bu işte böyle kalır
akdenizli herkes konuşur duyarlığını
başka ne kalır
biz ki bir konuşuruz geriye on şey kalır.
benim göğüm gövdemin böyle yuvarlak vakti
kolları açılmıs kalır.
ben buyum, dersin, arkadaş
sevgilim ben buyum
yüregim vurgun, dişlerim altın
ceketim sol omuzumda
vakit vakit incelen vakit.

3. Ben Sana Mecburum




Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.
Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
Bu şehir o eski İstanbul mudur
Karanlıkta bulutlar parçalanıyor
Sokak lambaları birden yanıyor
Kaldırımlarda yağmur kokusu
Ben sana mecburum sen yoksun.
Sevmek kimi zaman rezilce korkuludur
İnsan bir akşam üstü ansızın yorulur
Tutsak ustura ağzında yaşamaktan
Kimi zaman ellerini kırar tutkusu
Bir kaç hayat çıkarır yaşamasından
Hangi kapıyı çalsa kimi zaman
Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu
Fatih’te yoksul bir gramofon çalıyor
Eski zamanlardan bir cuma çalıyor
Durup köşe başında deliksiz dinlesem
Sana kullanılmamış bir gök getirsem
Haftalar ellerimde ufalanıyor
Ne yapsam ne tutsam nereye gitsem
Ben sana mecburum sen yoksun.
Belki haziran da mavi benekli çocuksun
Ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor
Bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden
Belki Yeşilköy’de uçağa biniyorsun
Bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor
Belki körsün kırılmışsın telaş içindesin
Kötü rüzgar saçlarını götürüyor
Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Bu kurtlar sofrasında belki zor
Ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden
Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Sus deyip adınla başlıyorum
İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerin
Hayır başka türlü olmayacak
Ben sana mecburum bilemezsin.

4. Dünyanın En Tuhaf Mahluku



Akrep gibisin kardeşim,
korkak bir karanlık içindesin akrep gibi.
Serçe gibisin kardeşim,
serçenin telaşı içindesin.
Midye gibisin kardeşim,
midye gibi kapalı, rahat.
Ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim.
Bir değil,
beş değil,
yüz milyonlarlasın maalesef.
Koyun gibisin kardeşim,
gocuklu celep kaldırınca sopasını
sürüye katılıverirsin hemen
ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye.
Dünyanın en tuhaf mahlukusun yani,
hani şu derya içre olup
deryayı bilmiyen balıktan da tuhaf.
Ve bu dünyada, bu zulüm
senin sayende.
Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer
ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak
kabahat senin,
— demeğe de dilim varmıyor ama —
kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!

5. Yaşamaya Dair



1
Yaşamak şakaya gelmez,
büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
bir sincap gibi mesela,
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
yani bütün işin gücün yaşamak olacak.
Yaşamayı ciddiye alacaksın,
yani o derecede, öylesine ki,
mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,
yahut kocaman gözlüklerin,
beyaz gömleğinle bir laboratuvarda
insanlar için ölebileceksin,
hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
hem de en güzel en gerçek şeyin
yaşamak olduğunu bildiğin halde.
Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
yaşamak yanı ağır bastığından.
1947
2
Diyelim ki, ağır ameliyatlık hastayız,
yani, beyaz masadan,
bir daha kalkmamak ihtimali de var.
Duymamak mümkün değilse de biraz erken gitmenin kederini
biz yine de güleceğiz anlatılan Bektaşi fıkrasına,
hava yağmurlu mu, diye bakacağız pencereden,
yahut da sabırsızlıkla bekleyeceğiz
en son ajans haberlerini.
Diyelim ki, dövüşülmeye deşer bir şeyler için,
diyelim ki, cephedeyiz.
Daha orda ilk hücumda, daha o gün
yüzükoyun kapaklanıp ölmek de mümkün.
Tuhaf bir hınçla bileceğiz bunu,
fakat yine de çıldırasıya merak edeceğiz
belki yıllarca sürecek olan savaşın sonunu.
Diyelim ki hapisteyiz,
yaşımız da elliye yakın,
daha da on sekiz sene olsun açılmasına demir kapının.
Yine de dışarıyla birlikte yaşayacağız,
insanları, hayvanları, kavgası ve rüzgarıyla
yani, duvarın ardındaki dışarıyla.
Yani, nasıl ve nerede olursak olalım
hiç ölünmeyecekmiş gibi yaşanacak…
1948
3
Bu dünya soğuyacak,
yıldızların arasında bir yıldız,
hem de en ufacıklarından,
mavi kadifede bir yaldız zerresi yani,
yani bu koskocaman dünyamız.
Bu dünya soğuyacak günün birinde,
hatta bir buz yığını
yahut ölü bir bulut gibi de değil,
boş bir ceviz gibi yuvarlanacak
zifiri karanlıkta uçsuz bucaksız.
Şimdiden çekilecek acısı bunun,
duyulacak mahzunluğu şimdiden.
Böylesine sevilecek bu dünya
“Yaşadım” diyebilmen için…

6. Üstüme Varma İstanbul



Sana geldim, içim ümitlerle dolu
Beni sarhoş etme İstanbul, ne olur
Bir gün ben de eririrm caddelerinde
Çürür kemiklerim adım unutulur
Yine sen kalırsın dipdiri, sımsıcak
Göğün bulutların, denizlerin kalır
Oynama İstanbul, benimle oynama
Bir gün öldürür beni bu dert, bu kahır
Ezilmiş ellerimin arasında başım
Bu yeryüzünde başka çarem kalmamış
İşte gelip kapılarına dayanmışım
Karşında yıkılmış bir duvar gibiyim
Beni sarhoş etme, başım dönüyor
Üstüme varma İstanbul, kederliyim.

7. Hüthüt



Sanki düğün olmuştur
Sevmiş, sevilmiş, yenmiş, yenilmiş
Çekmiş, çektirmiş
Oyun hüzün olmuştur.
Düştür doğaldır içlenme
Bezginlik göllerinde bir gece
Karanlıkta senin de
Yüzdüğün olmuştur.
Ay peşinde
Bitkin akşamlar nikotin
Düşer bir gün giyotin
Aksadeler giydiğin olmuştur.
Süleyman ve Saba, hüthüt ve Belkıs
Söylerdi sorsaydık, geç git, bunlar…
Necatigül yok şimdi
Belki bir gün olmuştur.

8. İçerde



Haberin var mı taş duvar?
Demir kapı, kör pencere,
Yastığım, ranzam, zincirim,
Uğruna ölümlere gidip geldiğim,
Zulamdaki mahzun resim,
Haberin var mi?
Görüşmecim, yeşil soğan göndermiş,
Karanfil kokuyor cıgaram
Dağlarına bahar gelmiş memleketimin…

9. Havada Kar Kokusu



Terziler ufacık iğneleriyle
“Bir yılbaşı gecesi dayanır”
Şekerden ve buzdan kuklalar dikiyorlar
“Takma kirpikli dünya”
Denizlerden içerde
Ortalarda doğularda
Açlık kol geziyor
Varıp ocaklarda duruyor
Alime’nin oğlu eriyor
Hem vallaha hem billaha
Gözlerimin gözlerimin önünde
Gerze’ den Cici Berber
Kepengini indirmeden yürüyor
Çıldırmış ufalmış bir çocuk kadar kalmış
Gazeteler keskin kalemleri ve flaşlarıyla
Uzağı uzağı gösteriyorlar
Etyopya Bengaldeş, Bengaldeş Etyopya
Havada kar kokusu
Bu yıl yaman kışlayacak
Söyledi cevizler alıçlar
Kuşları görmeliydik
Hiç olmazsa kuşları
Aklımızda kanatları sesleri
Olmadık yerde patlayan
Küçük kahkahalar biçiminde
Göremedik
Kuşlar büyük kentlerin göğünden
Artık hiç geçmiyor
Havada kar kokusu
Engizek’ten Elbistan’ın oralardan
Gavur dağlarından düzlere inenler
Kıl çadırlarını, toprak kaplarını
Derleyip dürdüler çoktan
Sımsıkı kapanmış avcunu açıp
Kağıt para bozuk para
Yazı sayacaklar
Ne denli sündürse ne denli uzatsa
Bir yaz bir kış etmiyor
Şaşkın bebelere bakıyor
Hayvanlara bakıyor
Geçmişim diyor ben benden
Buralarda
Sus sus sus sus sus
Dan başka bir ses duyulmuyor
Yazanlar ozanlar kardaşlar
Niye, biz ölmüş müyük

10. Davet



Dörtnala gelip Uzak Asya’dan
Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan
bu memleket, bizim.
Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak
ve ipek bir halıya benziyen toprak,
bu cehennem, bu cennet bizim.
Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın,
yok edin insanın insana kulluğunu,
bu dâvet bizim….
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi kardeşçesine,
bu hasret bizim…

11. Bir tanem



Bir tanem
elbette saçlarınız kırmızıdır,
gözleriniz
bazan yeşil
bazan bal rengi
Bunu görebildiniz demek!
Bunu herkes görebildi.
Fakat onların böyle olduğunu
ilk önce ben gördüm,
çünkü ben yazdım ilk önce
Ve bu dünyada
benden evvel söylenmemiş sözün
bundan ibarettir

BONUS – 1 / İstemem Eksik Olsun



Umarım keyifle dinlemişsinizdir.






Yayınlar hakkında görüş ve düşüncelerinizi yorum olarak yazabilir, bloğumu takibe alabilir, mail listemize kaydolabilirsiniz. Beğendiğiniz yazıları sosyal sitelerde paylaşarak dostlarınızı haberdar edebilirsiniz. Geldiğiniz için teşekkürler.

internette sahte can yücel metinleri/semih çelenk (güncel liste)


(Yaklaşık son on yıldır internette, sosyal medyada dolaşan “Can Yücel” imzalı ancak Can Yücel’in ne üslubunu ne ince alayını barındırmayan sahte metinler aşağıda sıralanmıştır.)

1.Bağlanmayacaksın
2.Kadın Dediğin
3.Erkek Dediğin
4.Seninle Olmanın En Güzel Yanı
5.Anladım
6.Herşey Sende Gizli
7.Eğer
8.Herkes Gitmek İstiyor
9.Sevdiğin Kadar Sevilirsin
10.Sağlık Olsun
11.Tam zamanında Yaşamak (Yaşamak Zamanı)
12.Tersten Yaşamak
13.Biraz Değiştim
14.Bir gün Anlarsın
15.Gitmek
16.Seninle Yaşlanmak İstiyorum
17.Asla Keşkelerim Olmadı
18.Özledim Seni
19.Bilmelisin ki
20.Aşk
21.Boşver ve Yaşı Başı
22.Olmuyorsa Zorlamayacaksın
23.Ben Benden Olgun İnsan İsterim Karşımda
24.Öyle Sabah Uyanır Uyanmaz Fırlama Yataktan
25.Farkında Olmalı İnsan
26.Bir Eşi Olmalı İnsanın
27.Unutma 
28.Sevgi Emekmiş
29.Özleme Dair (Kim Özlerdi?)
30. Ömür Dediğin Bir Gündür O da Bugündür
31.Aşk Ayakkabı Gibidir

32.Rakı İçen Kadınlar
33.Ateş ve Su

34.Ülke Bölünsün İstiyorum
35.Kadınım Ben
36.Senin İçin Yasak Dediler
37.Bayram Şiiri
38.Dostlar Irmak Gibidir
39.Öye Bir Hayat Yaşadım ki
40.Bir Yolun varsa Gidilecek
41.Ömür Dediğiniz Nedir Ki
42.Fakirin Gayrimeşru Çocuğu
43.Ey Yüreğim

(yukardaki liste semih çelenk tarafından yapılmıştır.)


Yayınlar hakkında görüş ve düşüncelerinizi yorum olarak yazabilir, bloğumu takibe alabilir, mail listemize kaydolabilirsiniz. Beğendiğiniz yazıları sosyal sitelerde paylaşarak dostlarınızı haberdar edebilirsiniz. Geldiğiniz için teşekkürler.

AŞK KADINA YAKIŞIR


Yastığımın altında biriken yalnızlıklarım var
Sen ile son bulacak niceleri
Yüreğimin atışı değişecek nefesinle
Seni yazarken kendimi anlatacağım
Dilmden yaradanla bir çıkacak adın
Gecikmiş baharların tomurcuğu olup
Taze güneşlerin bağrında açacağız.
Unutulmuş gecelerde sevişip
Tatlı utançların kapladığı gözlerle bakacağız.
Haykıracağız
Seni seviyorum derken
Titreyecek bedenler ve kentler
*
Kadınım, yıllarımı sensizlikle doldururken
Geleceğin ümidini koydum her boşluğuma
Yıldızlara anlattım seni; daha görmeden yüzünü
Kollarım bedeninin hasretine dövmeli
Haydi çık gel gözümün daldığı noktadan
Coştur şarkıları şiirleri, seni anlatsınlar
Bülbül, gül, tüm sevdalılar kıskansınlar
En coşkun tangoda sarayım düşlerini
Loş ışıkta sarmaş dolaş yeni yaşamla
Özlemlerimin ördüğü duvarlarım yıkılsın
Küskün sesim seninle patlasın her yanda
KADINIM, SEV BENİ, YAŞAM COŞSUN AŞKINLA…şiiradamı


Yayınlar hakkında görüş ve düşüncelerinizi yorum olarak yazabilir, bloğumu takibe alabilir, mail listemize kaydolabilirsiniz. Beğendiğiniz yazıları sosyal sitelerde paylaşarak dostlarınızı haberdar edebilirsiniz. Geldiğiniz için teşekkürler.

ŞiiRitüel



Yeniden Başlıyoruz!

Uzunca bir süredir ara verdiğim, canlı şiir sunumları ve katılımlı şiir okuma etkinliklerimize, yeniden başlıyoruz.

2 Temmuz 2017 tarihinde, saat 15.00 ile 17.00 arası gerçekleşecek olan etkinliğimizde, tanınmış şairlerimizden seçtiğim şiirleri sunarken, katılımcılarımızın kendi seslerinden okuyacakları şiirlerle, etkinliğimiz renklenecek.

Şiire gönül vermiş, sevgili şiir sever dostlar; sizleri de aramızda görmekten gurur ve mutluluk duyarız. İster dinlemek için, ister kendi şiirlerinizi katılımcılara sunmak, isterseniz de beğendiğiniz şiiri yorumlamak için aramızda olmanızı temenni ediyorum. Şiir, katılımla çoğalır.

üvercin Ka bahçe Halitağa Cad. Yeniyol Sok.No 7/2 Kadıköy, 34714 İstanbul adresinde gerçekleştireceğimiz etkinliğimizde
 tüm gönül dostlarının yeri ayrılmıştır





Etkinlik sayfaları
Toplanzi https://toplanzi.com/edebiyatcilartoplulugu/events/2278
Facebook-1 https://www.facebook.com/events/1209547392501480/
Facebook-2 https://www.facebook.com/events/1706352002991981


Yayınlar hakkında görüş ve düşüncelerinizi yorum olarak yazabilir, bloğumu takibe alabilir, mail listemize kaydolabilirsiniz. Beğendiğiniz yazıları sosyal sitelerde paylaşarak dostlarınızı haberdar edebilirsiniz. Geldiğiniz için teşekkürler.

Bir Adın Olmalıydı


Kırmızı papatyalar içinde bir kadın, gözleri kocaman ve ufacık yüreğime sığmaya çalışıyor. Şiirler okuyorum ona, o sonatlarla cevap veriyor. Kelimelerin bulanıklığında, pamuk şekerinden yapılma dudakları değiyor parmaklarıma. Bir ten yangını başlıyor, kavlıyor her yanı tenimin damla damla. Sonsuz bir iç çekiş, adının baş harfi.

Sokul koynuma cenneti içen kadın
bilmediğim sarhoşluğum
kaç kez kesildi kollarım
bilinmez kere yattım intihar düşlerine
anamın öğretmediği şeydin sen
meme uçlarında yaşam gibi ölüm

Kör tapınakların sunaklarında
tanrıyı ararken kokunda yittim
bir yılan oldum deliğine süzülen
ağzının orta yerinde figanlar
ellerinde titreme nöbetleri
kasıklarında sarhoşluğumun suyuyla

kendi karanlığımda kendimi içtim
bir tabloda görmüştüm, tatlı vahşeti
kadının kalbindeydi adamın dili
korkmadan seni düşündüm
bir duble rakıyla kan revan
aşk denilen habbenin beyhudeliği

insan iki parça yaradılırmış
aslında iki beden hepten tekmiş
her şeyin bir karşıtı olduğu gibi
aranırmış insan gelişinden gidişine
rastlamak için öbür biçimine
Kör gözlerimde gördüm beni sende

soyun cehennemini anadan üryan
tenim ruhum canım seni özler
kasıklarımın ateşi kasıklarında sönsün
ve sonsuzluğu doğuralım birlikte
bir şiir olsun dudaklarda yaralar
her sözde bir can alalım
her sözde bir can yaratalım. #şiiradamı


Yayınlar hakkında görüş ve düşüncelerinizi yorum olarak yazabilir, bloğumu takibe alabilir, mail listemize kaydolabilirsiniz. Beğendiğiniz yazıları sosyal sitelerde paylaşarak dostlarınızı haberdar edebilirsiniz. Geldiğiniz için teşekkürler.

Hala Çocuğum Ben



çocukça düşlerim vardı
ama hepsi düşüyordu
dibi delinmiş cepli pantolonumdan.
uçurtmalar asıyordum
gökyüzüne yıldızlar yerine
en kocamanında gülücük
oluyordu annem.
öylesine güzel ve mutluydum ki
uyursam büyü bozulacak sanırdım.
Onların altında çevirirdim çemberimi
ne güzel günlerdi onlar
ne hasretle ne hasletle
hatırlarım çocuksuluğumu
düşen düşlerimi toplarken yerden
hala yıldız gibi uçurtmalarıma bakarım
saf çıkarsız gülümsemelerimle
çemberimi çeviririm aldırmadan
ayağıma takılan taşlara
hala çocuksun diyenlere inat
içimde kocaman sevgiyle
yaşayan bir çocuğum ben...#şiiradamı



Yayınlar hakkında görüş ve düşüncelerinizi yorum olarak yazabilir, bloğumu takibe alabilir, mail listemize kaydolabilirsiniz. Beğendiğiniz yazıları sosyal sitelerde paylaşarak dostlarınızı haberdar edebilirsiniz. Geldiğiniz için teşekkürler.

HENGAME



Her şey bir yanılsamaydı oysa
otobüsün camındaki buğu
ve bir yere varmayan yolculuk
bir av partisinin misafirleriydik
kendi seçtiğimiz avcılar sayesinde
aşkları zincirledik bilinçaltımızda
yorgan altında pusmuş gerçekler
kaçın fahişeler kaçın
sakallı ahlak zabıtaları türedi
ezan isyana yataklık ediyor...#şiiradamı


Yayınlar hakkında görüş ve düşüncelerinizi yorum olarak yazabilir, bloğumu takibe alabilir, mail listemize kaydolabilirsiniz. Beğendiğiniz yazıları sosyal sitelerde paylaşarak dostlarınızı haberdar edebilirsiniz. Geldiğiniz için teşekkürler.

✬EBRULİ DİZELER ✬



Aşk bir seferdir. 
Bu sefere çıkan
her yolcu, istese de istemese de 
tepeden tırnağa değişir.
Bu yollara dalıp da 
değişmeyen yoktur. #şiiradamı


Yayınlar hakkında görüş ve düşüncelerinizi yorum olarak yazabilir, bloğumu takibe alabilir, mail listemize kaydolabilirsiniz. Beğendiğiniz yazıları sosyal sitelerde paylaşarak dostlarınızı haberdar edebilirsiniz. Geldiğiniz için teşekkürler.

✬EBRULİ DİZELER ✬



Yarını olmayan mektupta meczup bir hasret sözcüğüyüm
Kentinden, kendinden sürgün yemiş insanlık suçlusu.
Öfkesini suskusunda bileyen, kör bir çelebi gibi
Diyarların nefesinde ruhunu serinleten insan suçlusu...şiiradamı


Yayınlar hakkında görüş ve düşüncelerinizi yorum olarak yazabilir, bloğumu takibe alabilir, mail listemize kaydolabilirsiniz. Beğendiğiniz yazıları sosyal sitelerde paylaşarak dostlarınızı haberdar edebilirsiniz. Geldiğiniz için teşekkürler.

✬EBRULİ DİZELER ✬



Geceyi örtüyorum saçlarımın üzerine
Yıldızları bir bir söndürüyorum parmak uçlarımla
Ardından bir şey saplanıyor hayatın alnına
Nefes alamıyorum , 
Hava, ciğerlerime küsmüş
Senin tenine değmişti ya bir zamanlar...
Nefes alırken iç savaş veriyorum
Kalbim sen yanlısı
Bense cesur bir direnişçiyim aslında! #şiiradamı


Yayınlar hakkında görüş ve düşüncelerinizi yorum olarak yazabilir, bloğumu takibe alabilir, mail listemize kaydolabilirsiniz. Beğendiğiniz yazıları sosyal sitelerde paylaşarak dostlarınızı haberdar edebilirsiniz. Geldiğiniz için teşekkürler.

✬EBRULİ DİZELER ✬



Sana sitemdi sanki yaşanmışlıklarım
ama sen ora'lı değildin.
Kentin çöllerinde yalın ayak gezen pejmurde
Dilinde salyalanan adınla
Bir dini hatim ediyordu. Kendinden geçiyordu.
Rida'sıydı başka bir kentte "seni" bulma özlemi...şiiradamı


Yayınlar hakkında görüş ve düşüncelerinizi yorum olarak yazabilir, bloğumu takibe alabilir, mail listemize kaydolabilirsiniz. Beğendiğiniz yazıları sosyal sitelerde paylaşarak dostlarınızı haberdar edebilirsiniz. Geldiğiniz için teşekkürler.

✬EBRULİ DİZELER ✬


Sevgiliye yazan kalemleri idam ediyorum
Çöl ortasında terkettiğim duygularım var.
Hangi harama el sürsem, helalimdir
Din çıkmazına bıraktığım tabularım var.
*
Yırtık geçmişimden arta kalanlarla yetiniyorum
Bekle geleceğim, cengaver gibi geliyorum...şiiradamı


Yayınlar hakkında görüş ve düşüncelerinizi yorum olarak yazabilir, bloğumu takibe alabilir, mail listemize kaydolabilirsiniz. Beğendiğiniz yazıları sosyal sitelerde paylaşarak dostlarınızı haberdar edebilirsiniz. Geldiğiniz için teşekkürler.

Bir kaç kelime




Hürriyet pahasınaydı
Sana bağlılığım
Gökyüzünü sürdüm bakışlarına
Maviliğin boyasın diye aşkımızı
Sen mavileri sildin
Bilinmezliklerle
Ne Dağlarımın esintisi gibi oldun
Ne güneşimin yakıcılığı
Sen sadece kara kış olmayı seçtin
Yakan ayazlarınla
Şimdi kendi ayazında boğulan
Bir bulutsun...şiiradamı



Yayınlar hakkında görüş ve düşüncelerinizi yorum olarak yazabilir, bloğumu takibe alabilir, mail listemize kaydolabilirsiniz. Beğendiğiniz yazıları sosyal sitelerde paylaşarak dostlarınızı haberdar edebilirsiniz. Geldiğiniz için teşekkürler.

Ey Keramet



Soyun keramet, gir koynuma
Sözden ileri, iler tutar sen kaldın.
Sırrıma sadık, sırım gibi dimdik
Ne bendesin, ne benden ötede
Hırs bürümüş gözlerden ırak
Küf tutmuş gönüllerden ar'sın.
Gel keramet benide herkes bir halt sansın...şiiradamı


Yayınlar hakkında görüş ve düşüncelerinizi yorum olarak yazabilir, bloğumu takibe alabilir, mail listemize kaydolabilirsiniz. Beğendiğiniz yazıları sosyal sitelerde paylaşarak dostlarınızı haberdar edebilirsiniz. Geldiğiniz için teşekkürler.

Kent'ini Kendine Bıraktım



Kent'ine bıraktım bana ait olan ne varsa.
Hiç yaşanmamış bir yaşam,
Koklanmamış güller.
Kendine bıraktım bende olan sen'i
Hoyrat gülüşlerinde erittin
Dilimdeki sevda kelimelerimi.
Hangi dudakta son bulur ömrüm
Hangi yitirilmiş gölgede kalır cesedim.
Olmadığın hiç bir an'ı kabul etmeyen ben
Sensizliğin yıllarına prangalandım.

Kent'ine bıraktım bana bakan gözlerini,
Adımı dua gibi anan dudaklarını,
Damla damla sevda yağdıran bulutlarını
Kaldırımlarda eskittim ömrümü
Şişeler tek şahidim oldu, anlamadın.
Artık hiç bir limana sığmaz
Kırık dökük gönül gemim.
Senin gidişinde su almaya başladı
Ha battı ha batacak.

Kendine bıraktım tüm duyarsızlıklarını
Belki bir gün anlarsın ümidiyle
Bilki, geçen zaman beni bitirirken
Belkide bulamayacaksın

Beni bıraktığın yerde...


Yayınlar hakkında görüş ve düşüncelerinizi yorum olarak yazabilir, bloğumu takibe alabilir, mail listemize kaydolabilirsiniz. Beğendiğiniz yazıları sosyal sitelerde paylaşarak dostlarınızı haberdar edebilirsiniz. Geldiğiniz için teşekkürler.

Kimi Zaman







Korkutur bazan hayat, 
sığınırsın bilmediğin bir limana, 
hiç ummadığın şefkatli bir eldir 
gözyaşlarına mendil uzatan. 
Ürkütür insanlar, 
sıcak bir omuz ararsın, 
ürkmüş ruhunu huzurla dolduracak. 
Hayatın bir dönemecinde
gözleriniz buluşur 
ve hissedersin sevgisinin sana aktığını. 
Bazan bir avuç ararsın, 
güvenle yüreğine 
sahip çıkacak. 
İki satır arası, 
bir yaşanmışlığın gölgesinde...şiiradamı


Yayınlar hakkında görüş ve düşüncelerinizi yorum olarak yazabilir, bloğumu takibe alabilir, mail listemize kaydolabilirsiniz. Beğendiğiniz yazıları sosyal sitelerde paylaşarak dostlarınızı haberdar edebilirsiniz. Geldiğiniz için teşekkürler.

Bir Kadın Vardı







Bir kadın vardı
Gecenin suskunluğunu bürünmüş;
Yaralı sevdalardan geçmiş,
Şarabın yakıcılığı kadar yakan,
Bir kadın vardı,
Yalnızlığını zincire vurmuş.

Gözyaşlarıyla güllerini sulamış,
Haykırmamış, ağlamamış..
İsyanların arkasında küskün yüzüyle
Yüreğinin yaralarını sarmış
Bir kadın vardı,
Akıllarda, bakışlarıyla kalmış.

Bir kadın vardı,
Serseri sokakların serkeşi,
Affedilmez hataların faili,
Kesilmiş cezaların kaçağı,
Tandığınız bildiğiniz birisi
Bir kadın vardı,
Sözleriniz kadar sizindi..

Bir kadın vardı,
Dudaklarımın arasından süzülen
Beyaz kâğıtlarda can bulan,
Bir kadın vardı yaşamadığım
Deli sevdalarımın tarafı
Yırtık uykularımın müsebbibi
Bir kadın vardı,
Her şiirimde ölüp dirilen...

Bir kadın vardı, kör kütük aşık olduğum, uzanıp tutamadığım, düşlerimde sakladığım, yasaklarının arkasında doyumsuz sevdamdı.

Şiiradamı



Yayınlar hakkında görüş ve düşüncelerinizi yorum olarak yazabilir, bloğumu takibe alabilir, mail listemize kaydolabilirsiniz. Beğendiğiniz yazıları sosyal sitelerde paylaşarak dostlarınızı haberdar edebilirsiniz. Geldiğiniz için teşekkürler.

Kimdir Terkeden








Bazen sessizce gitmek en iyisidir.
Gözyaşlarının gölgesi düşmeden hüznün üzerine.
Bazen kimsesizce gitmek en iyisidir,
Kimilerinin figanlarında boğulmaktansa...
Giden suçlanır hep, giden midir terk eden, 
kalan mı?
Ya giderken gidenin döktüğü gözyaşları,
imkansızlıklarını düşünmek ve o düşüncelerde
boğulmak,
ya yürek yangını, ya sabaha kavuşamayan geceler,
canını alırcasına gırtlağına çöken karanlık,
ya kendi kendine yabancılaşman.
Cevabını arayan soruların tek muhatabı olmak.
en ağırı nedir bilir misiniz, insanın kendine bile
haber vermeden kendinden firarıdır...
#şiiradamı



Yayınlar hakkında görüş ve düşüncelerinizi yorum olarak yazabilir, bloğumu takibe alabilir, mail listemize kaydolabilirsiniz. Beğendiğiniz yazıları sosyal sitelerde paylaşarak dostlarınızı haberdar edebilirsiniz. Geldiğiniz için teşekkürler.

İSTANBUL ÜŞÜR



birini severim, İstanbul üşür
taş plakta İstanbul şarkıları
tırmalıyor içimizi bu hiçlik
üzüntümüz boğaza çöküyor
bilmediğimiz diyarın türküleri
çörekleniyor dilimize

ölçekli sevmeğe yelteniyoruz
her durakta tatlı naiflik
beden işçiliği kalem işçiliğine karışıyor
feodal bir ekmek buluyoruz
yüzlerimiz yabancılaşıyor
ellerin, ellerin nerede?
Hergün biraz daha pahalılaşıyor
rıhtımlarda sevdalı bakışmalar
bir devrimin haritası çiziliyor
yüzün eşkiyalığımın coğrafyası
nefesinde ısıt beni
aşk mermilerim su aldı
sirenler düştü peşime
sinende saklansam biraz
vur başımı canım yanmaz
bültenlerde geçmesin adım
ki işkenceli saatlere ram olmayayım
Birini severim, İstanbul düşer
plaklar kırılır, sevdalar tarumar... 
#şiiradamı



Yayınlar hakkında görüş ve düşüncelerinizi yorum olarak yazabilir, bloğumu takibe alabilir, mail listemize kaydolabilirsiniz. Beğendiğiniz yazıları sosyal sitelerde paylaşarak dostlarınızı haberdar edebilirsiniz. Geldiğiniz için teşekkürler.