SENSİZLİK Mİ; ONU HİÇ SORMA...


Hep sana gelmek istedim; annesini özleyen bir bebek gibi.
Her çabamda, soğuk duvarlarına ve tipilerine çarpıldım.
Cesedim süründü ayaklarının dibinde; savruk bir serüvenin zahiri bir kahramanı gibiydin. Gerçek denilen fenomenin hiç farkında değildin oysa, şimdi yaşamak zamanıydı, gül dudaklarında sıcacık bir baharı.

Ben karanlık odamda kendimle savaşırken, seni hep bu savaşın en masum şahsiyeti olarak korudum. Hem kendi savaşımın, hem senin ka
hramanın olmak istiyordum. Geriye kalan yaşamsalların hepsi bu yazı kadar zahiriydi benim için. Sinemi parçalayıp, sana doğru koşmayı arzulayan bu yürek, sana ramak kala hayata tutunmaktan vazgeçti. Onu vazgeçiren sadece senin "SOĞUK KIŞINDI!"

Hep kendimden gittim ben, sana varmak yolunda. Geride bıraktığım her ben'de, bir gerçekliğimi terkettim. Çılgın bir savaşın, yıkık dökük harebesi gibiyim artık. Ne yeni bir "sen" bulmaya mecalim var; ne de başka dağların baharında nefes almaya. Hazanları topladım heybeme, ne zaman canım sıcaklık çekse birisini ruhuma katıyorum. Yalnızlığımla ancak böyle başa çıkabiliyorum. Sensizlik mi; onu hiç sorma!...şiiradamı
Share on Google Plus

0 yorum: