SUSTU-GÜLDÜ...((şiiradamı))


Sustu, tarih anlattı hakkındakileri
İki incir çekirdeği safsatasında
Bir gönül eğleyenlerin mekanında
Bencileyin bir söz devrimcisiydi
Anlamsızlığın hükümranlığında
bahtsız bedevilere güldü.
*
Sustu, kör gözlerde ışık oldu.
Nice varlığı kendinden menkul
Söz ebesi vurdu beynine imlaları
Bulanık bir duygu seline kapıldı
Şaşkın bakışlarını duvarlara kazıdı
İki harf arasına sıkışanlara güldü.
*
Sustu, La Minör akoruydu sözcüklerde
"Sen, çığırtkanlığı söz diye ağzında taşıyan
En basitindensin dilimden düşenlerin
Dövünme boşuna hikayemin fettanısın."
Sağırlaştı ukala bakışların boşluğunda
Kendini bir halt sananlara güldü.
*
Sustu, meczup bir marşın son dizesinde
Ne gül kaldı, ne bülbül, her yanı diken
Her kaleminden düşeni bilmeyen
Sapıtılmışlığın parantezine sıkışmış
Viraneliğini onurane sanan
Pejmurde söz hamalına güldü... şiiradamı
Share on Google Plus

0 yorum: