Düşümdeki Ağrım



Ağır bir yalnızlık kokusu tüter karanlık odamda
Sorgusuz korku kapanı düşler düşer uykularıma
Ay yüzünle sen belirirsin karanlığımın ortasında
Yeşil bir ışık olur sararsın, güçsüz düşmüş bedenimi
Uhrevi bir mutluluk dolar yüreğime ve sen fışkırırsın

Zamansız düşer yağmur taneleri kıraç topraklarıma
Bir can gider, çekip giden hayallerinle birlikte
Ceplerime doluşan sevda kaçkını kelimeler fırlar
Soğukluğunun düştüğü uykusuzluğumun üstüne
Beni titreten cümleler kurmaya başlarlar sensiz

İnsan olmaktan yılmışım, yıkılmışım ışıksızlığında
Bir daha yaşamak olsa, koşardım senin yokluğuna
Nasıl bir tutkudur ki, varoluşu yok oluşunda
Keskin bir esrar tadı gibi gezinir damarlarımda
Esrik başım, gözlerim kaybetmiş rengini

Zahiri yaşanmışlıklarda bulurum ruhumdan parçaları
Kaybettiklerim mi terk ettiklerim mi terk edenler mi?
Çıkıntı aşklar mezarlığıyken tüm duygusallıklarım
Seninle can bulan, ışığınla aydınlanan vaha oldum
Ölümün penceresinden seyirdeyken, yaşama savruldum

Eririm senin varlığının sıcaklığı altında
Yeniden yeniden doğarım körpe bedeninde
Hırçın aşk naraları atarken hayvani yanım
Yeni doğmuş çocuktur sana duygularım
Senin sevginle gelişir büyür yaşarım

Meryem ana gibi kutsal bir varlığımsın benim
Yaratana her sığınışımda dilimde dualarımsın
Tatlı bir ayindir sana aşkım, tapınağım bedenim
Hiç durmaz, bıkmaz seni söyler durmadan dilim
Sen tek sevdiğim, hep seveceğim biricik sevgilim 


                                                                                                        şiiradamı


Share on Google Plus

0 yorum: