Kanserden mi Tedaviden mi Ölünmeli?



Hiç kuşku yok ki şu tespitime herkes katılacaktır: "21. Yy.'ın vebası kanserdir". Şöyle çevremize bakındığımızda, o kadar çok insanın kanser illetinden muzdarip olduğunu görürüz ki; şaşar kalırız -en azından ben öyleyim-. Bir yandan sürekli teşhisler konurken, diğer yandan, insan fizyolojisine zarar vermeyecek bir tedavi üretmek için birileri sürekli çalışmaktadır. Kapitalist düzen bu hastalığı bir sektör haline getirmekte hiç gecikmedi haliyle. Kan emici yarasalar gibi para düşkünü insanlar, bu piyasadan nasıl milyon dolarlar kazanabileceklerini hesaplamaya başladılar.

Teşhis ve tedavi uzmanları, bu uzmanların çalıştığı sanatoryumlar, türlü türlü ilaçlar, alet edavatlar, sonu berbat bir ölümle sonuçlanacak olan uzun tedavi süreçleri; doğal olarak havada uçuşan dolarlar. Birileri bedeninden bir şeyleri feda ederken, birileri de o bedenlerden feda edilenlerin banknot karşılığını toplamakla meşgul. Alan memnun da veren memnun mu orası muamma.

Hastalığa yakalanmış olan kişinin, kişisel seçim hakkı çoğu zaman hiç dile gelmez, gündem olmaz. Kanser teşhisi konulduğu andan itibaren, tedavi süreci dolayında ücretler konuşulmaya başlanır. Bu hastalıktan nemalanan güruha yeni bir kurban kazandırılmıştır. Hastahaneler, tedavi merkezleri, eczaneler, doktorlar -ki şahsi görüşüm şudur: doktor mesleğinde olanlar -aralarında kesinlikle meşakkatli ve yeminine sadık olanlar vardır mutlaka onları tenzih ediyorum- hastaları yürüyen para desteleri gibi görüyorlar- git geller, her biri ayrı bir çile olan süreçler. Hasta değilseniz bile kesin hasta olursunuz, hastaysanızda hastalığınız bir üst mertebeye terfi eder. Bu noktada hasta olan kişisinin, seçim haklarından sözetmek gerekir. Gerçekten tedavi olmayı istiyor mu? Yoksa, hastalığın doğal sürecini yaşayıp, zamanı geldiğinde ruhen bedenen evrene karışmak mı istiyor? Tam bu noktada şu videoyu mutlaka izlemelisiniz:

Evet, bir diziden alıntı yaptığım bu bölümde tam da aklımda olanı anlatıyor izlediğiniz sahne. Acı olanı, çevresinde olup onu -hasta olan kişiyi- sevdiğini söyleyen kişiler, tedavi sürecinde neler yaşayacağını, fiziki olarak nasıl zor duruma düşeceğini, sonuçta elinde olmadan, hastalıktan ziyade tedavi yüzünden tükenip gideceğini hesaba katamıyorlar. Bir noktaya kadar, çevresindekilerinin bencilce sayılabilecek istekleri haklı görülebilir; zira sevdiklerinden ölüm sebebiyle ayrılmak zor gelecektir, o yüzden yaşamasını mümkün olduğunca uzatma düşüncesi taşırlar. İyi niyetli bir istek gibi görünse de bana göre bencilce bir istektir. Asıl kararın, hasta olan kişiye bırakılması ve kararı ne olursa olsun desteklenmesi gerekmektedir. Nasıl olsa hepimiz bir şekilde öleceğiz. Karşınızdaki kişinin kanser olduğunu bilmeniz neyi değiştiriyor ki? Sonuçta bir çok türünün kesin tedavisi yok; kaldı ki olsa bile, o tedaviden sonra ne kadar kaliteli bir hayat yaşayabilir ki bir insan?

Sevmek güzel bir duygu, karşınızdakini olduğu gibi kabul edip sevmek paha biçilemez...

Yayınlar hakkında görüş ve düşüncelerinizi yorum olarak yazabilir, bloğumu takibe alabilir, mail listemize kaydolabilirsiniz. Geldiğiniz için teşekkürler.
Share on Google Plus

0 yorum: