karınca kadarınca


Sokulmuştum bir yaprağın gölgesine. Hayatın zılgıtını yediğim yetmiyormuş gibi birde bir yaprağın gölgesinde yaşamak düşmüştü payıma.

Hayatın çözümlemesine soyunmak vardı ama felsefemiz yetmedi. Bir dilim ekmek, birkaç gram peynire tav olduk. Yorgunduk, yılgındık.

İskelede çürümeye terkedilmiş bir tekne gibi kendi denizimizin suyunda çürümeye terkedilmiştik. Kim tarafından bilinmez. 

Hani vardır ya; kanadı kırık bir kuş bile, durmadan yem peşinde koşar, kendi eksiğine ald
ırmadan. Yaşama çabasıdır bu; uçmak yan etkendir. Hayatta kalma bilinci bütün canlılara doğuştan verilirmiş.

Öyle bir çabaydı benimkiside, dalından düşmüş yaprağın altında sinmişliğim. Hayatın badirelerinden kalan yara izlerimle, içimde büyüttüğüm korkularımla, bir gölge çekersem üzerime, belki daha güvenli olurum yalanı.

Gün gelir herkes çekip gider hayatınızdan. Çiçeklerden başlar bu gitmeler, sonra ağaçlar, güneş, mevsimler en son ömür. Yalnız doğduk ya; giderkende yalnız gideceğiz ölüm sonrası yolculuğumuzun başlangıcına.

Yaşamak gibi kutsal bir savaşın, karınca kadarınca bir neferiyiz...şiiradamı
Share on Google Plus

0 yorum: